Erdoğan: Hayvanların Yarıştırıldığı Arenaları Spor Salonları

[Türkeröz]

Erdoğan'ın amacı Osmanlıca'yı yaymak. O yüzden de ders olarak okullara da koydurdu.

[İlteriş]

Dil ile siyaseti birbirinden ayırmaya çalışmak yersiz. Bu iki öge birbirinin altyapısıdır, temelidir. Birbirlerini yeniden üretir, biçimlendirir ve var ederler. Siyaset dil ile inşa edilir, dil de siyasetle biçimlenir. Siyasetin olduğu yerde dil vardır, dilin olduğu yerde siyaset.

Şöyle biraz geçmişe gidiyorum... Mustafa Kemal'in yaptığı harf ve dil devrimleri neydi örneğin? Yalnızca dile ve okuma yazmaya ilişkin kaygılarla yapılmış, teknik değişiklikler miydi? Derin siyasal ereği yok muydu ya da doğrudan siyasal eylem değil miydi?

Bana göre, söz konusu olan Türkçenin özleşmesi ise, bu doğrudan doğruya siyasal bir konudur.

[Oktay D.]

Siyasetle dil birbirini besliyor diye bu yazışmalıkta (veya herhangi bir yérde) siyaset konuşulabilir añlamına mı gelir?

Toplumbilim (sosyoloji) ile siyaset de oldukça iç içe şeylerdir ancak hakemli bilimsel dergilerde siyasi olmadan toplumbilim yazılabiliyor.

Bu başlıktaki konuyla ilgili olarak, eğer Erdoğan'ıñ bu açıklamayı yapmaktaki niyeti, emeli veya ülküsü ile ilgili konuşuyorsañız siyaset koñuşuyorsuñuz démektir, ancak stadyumuñ Türkçesiniñ ne olacağını, olması gérekip gérekmeyeceğini, Erdoğan'ıñ öñerisini koñuşuyorsañız dil ile ilgili koñuşuyorsuñuz démektir.

Hepimiziñ bir siyasi görüşü olabilir, herbirimiziñ dille ilgilenme nedeniniñ siyasi bir ardalanı olabilir veya Türkçeciliğimiz siyasi bir görüşten ileri geliyor olabilir (olmaya da bilir), soñuçta Türkçeciliği içeren birden çok siyasi görüş var (Atatürkçüler, ülkücüler, aydıñlıkçılar, Türkçüler, bazı solcular, liberaller, vb.). Ancak bu durum bizim bu ardalanı veya altyapıyı koñuşmamızı gérektirmez.

Aynı şekilde Atatürk'üñ hangi ideolojik davranışla Dil Devrimi'ni yaptığını değil, nasıl bir dil devrimi/yeñiliği yaptığını koñuşuyoruz hep. Bu kadarını bir zahmet ayırt édiñiz. Türkçesi Varken ve Türk Dili Dérneği olarak bunu 10 yıldır bu şekilde yaptık ve bu sayede büyüdük de Milli Eğitim Bakanlığıyla liselerde ortak projeler yapabiliyoruz.

Her néreden (hangi görüşten) geliyorsañız geliñ, şu anda buradasıñız (dil yazışmalığında). Koñumuz dil, geldiğiñiz görüş değil.

[Türkeröz]

Bu işin içinde siyaset var.

http://www.sabah.de/turkiye/2017/05/29/ ... ce-harekti

http://www.turkalemiyiz.com/Home/Gettur ... 6&aid=4224

http://www.turkalemiyiz.com/Home/Gettur ... 6&aid=4252

http://www.turkalemiyiz.com/Home/Getsozluk


16 Nisan 2017 cumhurbaşkanlık referandumu bunların istedikleriydi. Osmanlıcılar, Akp ile hayallerinin gerçekleştiğine inanmaktalar. Akp'nin "Dirilişe evet" sözleri vardı. Bu, aslında "osmanlının dirilişi" miydi? Bazıları Mehdi'nin çıktığına inanmaktalar ve akp ile mehdiyi bir arada bağdaştıran öven makaleleri çokça yazmaktalar. "Yeni Türkiye" dedikleri de osmanlı hayali. Bu referandum da yönetimin tek elde toplanmasıydı. Bir nevi padişahlık. Bunları yapabilmesi için de desteklere ihtiyacı vardı. Kendilerine destek verenlere iyi yerlere getirdiler. Ayrıca fetöye de inanıyorlardı. Ya da inanıyormuş gibi yapıp kullandılar. Eğer gerçekten inanıyorlardıysa çıkarları bölüşemediler. 15 temmuz da bundan oldu gösterilmekte. Ama gerçekliği hâlâ sorgulanmakta. Akp başından beri başkanlık sistemini istemekteydi ve istediklerini haziran seçimlerinde dile getirdiklerinde iktidar olamamışlardı. Bu yüzden de kargaşa gösterisi oldu. Akp de bu arada bir adım geri atıp başkanlık sistemini kasım seçimlerinde dile getirmediler ve tekrar hükümet olmayı başarınca da başkanlık sistemini halka dayatmak için bir şeyler yapılmalıydı. Ne tesadüf/rastlantı ki çıkar bölüşümsüzlüğü yaşadıkları fetö 15 temmuzda darbeye kalkışmış. Sonuç cumhurbaşkanlık sistemi halka dayatıldı. Bahçeli de dönüşler yapıp akp'yle birlikte oldular. Önce, inandıkları ve kendilerinden dedikleri fetöyü torpille iyi yerlere getirdiler ancak haklarını yediler öbürlerinin.

Burasının siyaset olmadığını biliyoruz. Ancak şu anda dille siyaset konuşulmak gereğinde kaldı. Bu anlattığım siyaset de Türkiye'de yaşadıklarımızın bir kesiti. Böyle giderse de geleceğimizin ne biçimde gideceğini kestirebiliriz. Erdoğan Türkçe dedi diye bizler hemen umutlanmayalım. Onun dedikleriyle yaptıkları aslında osmanlıcayı dayatmak. Zaten osmanlıcılar da bunu yapmaktalar. Yahut osmanlıcacılar mı demeliyim.. Erdoğan'ın osmanlıcayı istediğini görebiliriz. Osmanlıcacıların bu kadar güven patlaması Erdoğan'dan dolayı. Erdoğan, osmanlıcayı eğitime dayattı. Bu, kanıtlardan biri. Harf değişikliği de yaptıklarında şaşırmayın.

[toorku]

olay osmanlıcılık ya da osmanlıcacılık olsa amenna amma velakin türkiyede arap parasıyla neşvünema ededuranların alameti farikası mütedeyyinlik ise orada da bir çapanoğlu vardır

eskilerimizin güzel tabiri caizlerinden birini yad edelim "gavur parası yiyen gavur kılıcı çalar" kimin parasını yiyorlarsa onun kılıcını çalarlar son 15 yılda paralar türkiyeye nereden girdiyse biliyoruz ki çoğu körfez parası oralarcıcılık yapılmaktadır o nedenle böylesine hükümetlerin türkçe dil siyasetlerinden medet ummak en fazla türkçecilere zarar verecektir ben kandırıldık demek istemem

nükte-i esasiye şu ki elbette siyaset yapmayalım burada bence kimse siyaset yapılsın ağız dalaşına girilsin istemez istemezük ama gözlerin açık kulakların duyar olması lazım eğer aranızda inançlı arkadaşlar varsa şöyle ifade edeyim "müslümana ahmaklık asla ve kati memnudur"


çakma osmanlıcıların arkasından giden osmanlı sevdalılarına da bir kıssadan hisse anlatayım

vakti zamanında büyük hanlar hanı bir padişah varmış kardeşi murad tahta geçtikten sonra delirince onun yerine bunu getrirler cülusu da çok tantanalı olmuş bu büyük mü büyük şanlı mı şanlı anlı mı anlı bir adammış öyle büyükmüş ki frenk ülkeleri tir tir titrermiş gün gelmiş gün geçmiş bu hanlar hanı sadaretin başı kendisine iki özel koruma taburu kurdurmuş biri arap taburu öbürü arnavut taburu ama bakmayın ahalisinin çoğunun türk olduğuna pek sevmezmiş onları bu arada saraya telgraf bile çektirmiş parasını verip neyse zaman olmuş devran dönmüş dünya savaşı başlamış beynelmilel alem şanlı osmanlıya el uzatma cüreti göstermiş sonra önce arnavutlar arkadan vurmuş sonra da araplar

ama peki padişahın özel arap taburuyla arnavut taburuna nolmuş ? işte gökten üç elma düşmüş biri arapların biri arnavutların öbürü de çakmacıların başına

[Oktay D.]

Neden ısrarla siyaset tartışıyorsuñuz? Yakında bu başlık siyaset içeriklerinden temizlenecektir.

Siyaset tartışmak isterseñiz başka başka bir sürü yazışmalık ve yérlik var, burası dil ile ilgili bir yazışmalıktır. Eğer siyaseti ayırt edemiyorsañız biliñ ki sizde bir sorun var démektir. Lütfen yérliğiñ amacına ve iyi niyetimize uygun hareket étmeye çalışıñ, bizi bunlarla uğraştırmak yérine dil tartışmalarıyla uğraştırıñ lütfen.

[İlteriş]

Yazışmalıkta siyaset konuşmuyor değiliz; Türkçenin özleşmesini savunmak da özünden bizatihi siyaset yapmaktır. Dil (ve daha genel olarak ekin kültür ) siyaseti diyebiliriz buna.

Ortak/yakın dil siyaseti güdüyor olmamız, diğer siyasetlerimizin ve ülkülemlerimizin ideolojilerimizin de ortak olacağı anlamına gelmez kuşkusuz. Bununla bağlantılı olarak, yazışmalığımızın erinci huzuru ve ereği gereği, günlük bayağı siyasetin ve ülkülemlerimizin burada doğrudan konu edilmemesi yerinde olur. Sayın Oktay'ın yazışmalıkta siyaset yapılmaması çağrısını da kişisel olarak bu doğrultuda yorumluyor ve bu yaklaşıma katılıyorum.

Ancak yinelemekte yarar görüyorum: Dil ve siyaset birbirinden ayrılamaz. Bu yazışmalıkta yaptığımız da kökünde aslında siyasetin ta kendisidir.

[Oktay D.]

Siyaset, yönetmekle gütmekle ilgilidir. Siz ülkenin diline müdahale ederseniz veya etme amacı güderseniz dil siyaseti yapmış olursunuz. Oysa burada kimse kimseye böyle bir şey dayatamaz. Örneğin kimse kimseye "şu sözcüğü kullanacaksın" diyemez (derse yaptırımı var). Burada yaptığımız tartışma dil üzerindendir, bilimsel konular konuşulur. Dilin nasıl yönetileceği konuşulmaz.

Örneğin fizik konuşuyor olsak ülkedeki bilim politikalarından mı konuşuyor oluruz? YÖK'ün veya Milli Eğitim Bakanlığının veya TÜBİTAK'ın ülkedeki bilim üzerindeki güttüğü politikaları mı konuşuyor oluruz?

Ayrıca Türkçesi Varken topluluğu dernekleşip Türk Dili Derneğini kurdu ve yasalara göre dernekler siyaset yapamazlar veya tartışamazlar. Eğer biz siyaset güdüyor olsaydık derneğimiz kapatılırdı. Oysa biz bir sivil toplum örgütüyüz ve dil üzerine tartışıyoruz.

[birtancazin]

Arena. Dört nala koşturmak olan ılgar sözünde ılgarlık olarak karşılıklandırılamaz mı

[toorku]

bu girdiye giriş yapanlardan biri olarak bu girdinin silinmesini talep ediyorum ve umuyorum ki siyasetçilerin canları sıkılınca ettikleri önerileri de koca koca paragraflarla buralarda bir daha görmeyiz ki siyaset işin içine girmesin öneri yapan önerisini girsin öneriniz yoksa sözcükle ilgili başlık açın içi bir şekilde dolar