gönderen Toygun » 11 Eyl 2010, 12:30
Türkçe bir dönüm yerindedir. Er geç bu dönümü dönecektir. Dilimizin temizliğe, güneşli su gibi ışıklığa doğru akışının önüne geçilemez.
Dönüm yerleri köpüklü olur, bulanık olur.. Dönüm yerinde su dalgalıdır…
Dilimiz de dönümünü dönerken köpüklenecek, bulanacak, dalgalanacak.. Bu köpüklenmeden, bu bulanmadan tiksinenler, korkanlar olacaktır.. Tiksinenleri böğürtüleriyle, korkakları korkularıyle başbaşa bırakalım…
Dibinin derinliklerini karıştırarak dönümü geçen büyük akarsuda gemisini kullanamayanlar, batacaklardır.. Yırtık yelkenleri acem atkısından dokunmuş, hurma ağaçlarından işlenmiş tekneleri delik deşik gemiler, batacaklar!..
Onlar ağır kokulu, durgun, ışıksız sularda yüzmeye alışmışlardır. Ne bu doğudan esen delikanlı yele yelken tutabilirler, ne de bu köpüklü, kaynayan, baş döndürerek akan sulara dayanabilirler… Dönüm yeri acımak bilmez…
Dilimiz, dibinin derinliklerini karıştırarak suyun yüzüne birçok sözler çıkardı… Bunların içinden gerisin geriye, dibi boylayacaklar yok değildir.. Birkaç söze takılıp köpükleneni, akanı görmeyenler var.. Ne yapalım? Anadan doğma körlere gözlüğün yararlığı dokunmaz ki, takalım..
Dilimizin, bugün içine girdiği dönüm yeri; konuşma diliyle yazı dilinin arasındaki derin ayrılığı kaldıracak; yalnız ikisini de temizleyerek ışıklan dırarak bu işi yapacaktır..
Ben, kendi payıma, ne yeni sözlerden korkuyorum, ne de birçoklarını yadırgıyorum.. Becerikli bir yapıcı, kurulan yeni yapıda, onların bir çoğunu yadırgatmadan kullanabilir.. İş becerikli olmakta… Dil yürüyor.. Yürüyenin önüne durulmaz..
12 Teşrinisani 1934