
-Düşmanım, düşmanlığından vazgeçinceye kadar, ben de onun amansız düşmanıyım.
-Memleketin efendisi hakiki müstahsil olan köylüdür
-Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür
-Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur.
-Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.
Mustafa Kemâl Atatürk yazdı:Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması, milli hissin gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki, bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.
Mustafa Kemâl Atatürk yazdı:Türkiye'nin asıl sahibi ve efendisi, hakikî müstahsil olan köylüdür. O halde, herkesten daha çok refah, saadet ve servete müstahak ve (bunlara) lâyık olan köylüdür. Onun için, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin iktisadî siyaseti bu aslî gâyeye erişmek maksadını güder.
Mustafa Kemâl Atatürk yazdı:Zafer, "Zafer benimdir" diyebilenindir. Başarı ise, "Başaracağım" diye başlayarak sonunda "Başardım" diyebilenindir.
Mustafa Kemâl Atatürk yazdı:Biz câhil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük câhiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek âlimler çıkabilir.
Erke1 iye olanlar aymazlık, sapkınlık ulayı2 "hıyanet" içinde bulunabilirler.
Ulayı bu erk iyeleri kişisel çıkarlarını, erksinenleriñ3 güdümsel4 erekleriyle birleştirebilirler.
Ulus5, buñlu yoksulluk6 içinde yılgın7 ve güçsüz8 düşmüş olabilir.
Ey Türk geleceğiniñ9 gençleri10! İşte bu durum11 ile koşullar içinde dahi12, ödeviñ Türk bağımsızlığı ve kamu erkini13 kurtarmaktır.
Türk Dili zengin, geniş bir dildir. Her kavramı ifadeye kabiliyeti vardır. Yalnız onun bütün varlıklarını aramak, bulmak, toplamak, onlar üzerinde işlemek lâzımdır. Türk Milleti'ni ve Türk Dili'ni medeniyet tarihinin ve kültür dillerinin dışında görmenin ne yaman bir yanlış olduğunu bütün dünyaya göstereceğiz. ( 1930 )
Türk dili baysal, geniş bir dildir. Say kavramı anlatmaya yeteneği vardır. Yalnız onun bütün varlıklarını aramak, bulmak, toplamak, onlar üzerinde işlemek gerektir. Türk Ulusu' nu ulayı Türk Dili' ni uygarlık günayının ulayı ekin dillerinin dışında görmenin ne yaman bir yanlış olduğunu bütün acuna göstereceğiz.
[6] buñlu yoksulluk: "fakr-u zaruret". buñ "sıkıntı, buñalım, zaruret".
[yeğrek (I)]
Üstün güzel, üstün iyi [ Derleme Sözlüğü c: 11 ]
yeyrek
Üstün güzel, üstün iyi. ( Derleme Sözlüğü c: 11 )
yıkkın
önad
Yıkılacak duruma gelmiş, harap.
bungun
2. Darlık, yokluk içinde olan. [ Derleme Sözlüğü c: 2 ]
fakruzaruret
ad (fakruzaru:ret) Arapça fa®r + øar°ret
İleri düzeyde yoksulluk:
"Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir."- Atatürk.
sıkgın (II)
1.Parasal sıkıntı çeken kimse : Babam çok sıkkın, para bulamaz. [ Derleme Sözlüğü c: 10 ]
sıkgın (II)
2.Sıkıntılı, üzgün. [ Derleme Sözlüğü c: 10 ]
hissetmek -der
(-i) (hi'ssetmek) Arapça §iss + Türkçe etmek
1 . Fiziksel bir uyarıyı duymak:
"Hançer saplanmış gibi keskin bir sızı hissetmişti kasıklarında"- A. Kulin.
2 . Bir şeyden etkilenmek, duymak.
3 . Sezmek, farkına varmak, anlamak:
"Bu yıkılışın ona geldiğini hep hissediyorduk."- F. R. Atay.
4 . mecaz Saymak, addetmek:
"Ömürleri boyunca hep kendilerini başkalarından sorumlu hissetmiş ve ancak böyle ayakta kalabilmiş insanlardan biriydi."- E. Şafak.
YİĞİT TULGA yazdı:Uğrola,
KaynakTürk Dili zengin, geniş bir dildir. Her kavramı ifadeye kabiliyeti vardır. Yalnız onun bütün varlıklarını aramak, bulmak, toplamak, onlar üzerinde işlemek lâzımdır. Türk Milleti'ni ve Türk Dili'ni medeniyet tarihinin ve kültür dillerinin dışında görmenin ne yaman bir yanlış olduğunu bütün dünyaya göstereceğiz. ( 1930 )Türk dili baysal, geniş bir dildir. Say kavramı anlatmaya yeteneği vardır. Yalnız onun bütün varlıklarını aramak, bulmak, toplamak, onlar üzerinde işlemek gerektir. Türk Ulusu' nu ulayı Türk Dili' ni uygarlık günayının ulayı ekin dillerinin dışında görmenin ne yaman bir yanlış olduğunu bütün acuna göstereceğiz.
Uğrola
Daha añlaşılır olması açısından, kullanımda olan varsıl "zengin" sözcüğü yeğlenilesidir.
acun Türkçe değil, o yüzden bence dünya sözcüğünden farklı bir değeri yok. Oysa kullanımda da olan yeryüzü "dünya" yeğlenilesidir, añlaşılırdır.
Aman! geçmiş "târih, (İng.) history" olmalı. günay sözcüğü anca "(İng.) date, belirli târih" añlamında olabilir!
Aman! say diye bir sözcük olamaz, Eski Türkçedeki aynı añlamdaki sözcük sayu "her" biçimindedir ve bugün sayı "numara" olmuştur. Bence sayı biçiminde kullanılmasında sorun olmaz çünkü görev olarak ayrıktır. Bunuñ örñeğini ana betimizdeki (anasayfamızdaki) Atatürk'üñ sözünde görebilirsiñiz.
Ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti
şeyhler, dervişler, müritler, mensublar memleketi olamaz.
En doğru ve en hakikî tarikat, medeniyet tarikatıdır.
ATATÜRK
Acun ile uçmağ Soğutça imiş ise bile bence yeğdir. Eski Farsça ile ilişkimiz yerbölgesel (coğrafyasal) bağlamda daha köklüdür. Önü ardı Atadolu' dan (Asya' dan) bağlarımız vardır. Bizden mi onlara geçtiği onlardan mı bize geçtiği ancak (Y.U.C) Tanrı' nın bileceğidir...
“Yabancı devletlerin koruyuculuğunu ve bağışını istemek yalnıklık (insanlık) niteliklerinden yoksunluğu, güçsüzlük ve beceriksizliği açığa vurmaktan başka bir nen (şey) değildir. Onların ekinini (kültürünü) yaşamaya çalışmak da benliksizliğin, aşağılık duygusunun göstergesidir. Saygınlık ulayı (ve) onuru, yetenekleri yüksek ve yüce olan Türk ulusu böylesine tutsak yaşamaktansa yok olsun daha iyidir.”
Mustafa Kemal ATATÜRK
’Türk milletinin her ferdini, cephede bulunan ordu kadar duygu, düşünce ve hareket bakımından savaşla ilgilendirmek gerekiyordu. Yalnız düşman karşısında bulunanlar değil, köyünde, evinde, tarlasında bulunan herkes, milletin her ferdi, silahla vuruşan savaşçı gibi kendini görevli sayarak, bütün varlığını yalnızca mücadeleye vermeliydi. Bütün maddi ve manevi varlığını vatan savunmasına vermekte ağır davranan ve titizlik göstermeyen milletler başaramaz; gelecekteki harplerin tek başarı şartı da bu noktaya bağlı olacaktır.’
- NİHAYETSİZ BİR HÜRRİYET kabil-i tasavvur değildir. Hakların en büyüğü olan HAKK-I HAYAT BİLE MUTLAK DEĞİLDİR. MİLLET'İN İRADE VE EMELİNE UYMAYANLARIN HALİ HÜSRANDIR, İZMİHLALDİR!
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
Bu bölümü gezen üyeler: Hiç bir üye yok ve 1 konuk