
Yas sözüne direkt olarak +anç diye bir ek getirilemez. Yas isminden yasa- diye bir fiil de yok. Yasak kelimesi asıl anlamıyla kanun, kanuna uygun demektir, bugünkü anlamı sonradan ortaya çıkmış (belki de seçim anlamındaki saylavın mebus anlamında kullanılması gibi yanlış kullanım sonucunda bu şekilde yerleşmiş).datadeveb yazdı:
Yas tutturucu özellikte olan. Yas, zarar anlamındadır DLT'de. Ses tınısı da tehlikeyi çağrıştırıyor bence. Direk direnç ikilisi gibi. Yasak yasanç.
Örnek
"Bu alana giriş yasançlı ve yasaktır."
"Yasaklanmış yerde kesinkes bir yasanç vardır. Bilemezsin sana yas eder."
kuluduk yazdı:Yas sözüne direkt olarak +anç diye bir ek getirilemez. Yas isminden yasa- diye bir fiil de yok. Yasak kelimesi asıl anlamıyla kanun, kanuna uygun demektir, bugünkü anlamı sonradan ortaya çıkmış (belki de seçim anlamındaki saylavın mebus anlamında kullanılması gibi yanlış kullanım sonucunda bu şekilde yerleşmiş).datadeveb yazdı:
Yas tutturucu özellikte olan. Yas, zarar anlamındadır DLT'de. Ses tınısı da tehlikeyi çağrıştırıyor bence. Direk direnç ikilisi gibi. Yasak yasanç.
Örnek
"Bu alana giriş yasançlı ve yasaktır."
"Yasaklanmış yerde kesinkes bir yasanç vardır. Bilemezsin sana yas eder."
Yapmak anlamında yasa- eylemi olduğunu zaten biliyoruz. Ancak yas "matem" - yasak arasında kurmaya çalıştığınız anlam ilgisi tutarsız görünüyor. Diğer taraftan Türkiye Türkçesindeki yasa- eylemi yasak kelimesinden kök çıkarma yoluyla bulunmuş gibi görünüyor.datadeveb yazdı:kuluduk yazdı:Yas sözüne direkt olarak +anç diye bir ek getirilemez. Yas isminden yasa- diye bir fiil de yok. Yasak kelimesi asıl anlamıyla kanun, kanuna uygun demektir, bugünkü anlamı sonradan ortaya çıkmış (belki de seçim anlamındaki saylavın mebus anlamında kullanılması gibi yanlış kullanım sonucunda bu şekilde yerleşmiş).datadeveb yazdı:
Yas tutturucu özellikte olan. Yas, zarar anlamındadır DLT'de. Ses tınısı da tehlikeyi çağrıştırıyor bence. Direk direnç ikilisi gibi. Yasak yasanç.
Örnek
"Bu alana giriş yasançlı ve yasaktır."
"Yasaklanmış yerde kesinkes bir yasanç vardır. Bilemezsin sana yas eder."
Tarihçe (tespit edilen en eski Türkçe kaynak ve diğer örnekler)
Türkiye Türkçesi: [ Yunus Emre, Bütün Şiirleri, 1320 yılından önce]
cümle ˁālemler üstine χayr u şerri sen yasaduŋ
Çağatayca: "yapmak" [Nev, 1500 yılından önce]
nergis alur olsa bādedin kām / nānenc tirisindin yasar cām [nergis şaraptan zevk alsa, portakal kabuğundan kadeh yapar]
Yeni Türkçe: [ Osmanlıcadan Türkçeye Cep Kılavuzu, 1935]
yasamak = 1. Tanzim etmek; 2. Teşri etmek, taknin etmek = Légiférer
Bu bilgilerin ışığında "yasanç" sözcüğünün türetilebilir duruyor. Eylem olarak "yasamak" sözcüğü Yunus Emre de "yasadun" / "yasadın" olarak kullanmış. Biraz sezgisel biraz dayanaklandırarak erdiğim "yasanç" sözcüğünü ele almak için bu örnekler yeterli gelmez mi?
Kazanç, sevinç, utanç gibi sözcüklerde bir dönüşlülük söz konusudur. Kazan-, sevin-, utan- eylemlerine -ç eklenerek türetilmiş kelimelerdir. Yasan- eyleminden yasanç diye bir türetim yapılsa bile bahsettiğiniz anlamı ifade etmez. Daha çok üretimle alakalı bir anlamı ifade edebilir (imalat, mamul, vs. gibi): Bu ayakkabılar bizim yasancımızdır.datadeveb yazdı:Yasa- eylemi üzerine düşünürsem eğer "yasanç" sözcüğü için şöyle bir tanımlama yapabiliyorum. Üzerinde olan doğal veya başka türlü herhangi bir yasasına uyulmadığında istenilmeyen sonuçların bütünüyle başa gelmesi ya da başa gelmesinin eşiğini aşma olasılığı bulunan durum.
Ateşin yasasına uygun davranmadığında yanmak gibi. Veya hızlanma yasasına uygun davranmadığında yönetimi yitirmek, yoldan savrulmak, bir yere çarpmak gibi. Böylelikle "yas" sözcüğünü hiç karıştırmamış oluruz. Sizde de böyle şeyler düşündürtmüyor mu bu sözcük?
Bu bölümü gezen üyeler: Hiç bir üye yok ve 14 konuk