
Oktay D. yazdı:tüketek, yokaltak gibi sözcükler Arapçasınıñ çevirisi gibi olmuş. Bence pek çağrışımlı değil.
Eski Türkler "terör, topluca korkutma, büyük tehlike" añlamında béliñ sözcüğünü kullanıyordu. Bugün Yörükler ve bazı Orta Asya Türkleri de bu sözcüğü veya türevlerini kullanıyor. Ancak bu sözcük daha çok "terör" için bir karşılık. Bu arada bu sözcüğüñ geçtiği bir Karluk atasözü vardır:
Er kutı béliñ, sub kutı tériñ
"Eriñ değeri terör[dür], suyuñ değeri dériñ[dir]"
Eski Türklerde ayrıca ada "tehlike" diye bir sözcük bulunur. Eylem hâli adart- "tehlikeye sokmak". Yakutlarda atagasta- "zarar vermek, saldırmak" ve Şorlarda aza "şeytânî bir ruh" şeklinde hâlen kullanılır.
Eski Türkçedeki -d- ve -d sesleri kurallı olarak Oğuz ve Kıpçak Türkçelerinde -y- ve -y olurken Yakutçada -t- ve -t, Şorcada ise -z- ve -z olmuştur [Bozkurt, 2005]. Eylemiñ türeyişi, ada sözcüğüne adlara gelen +r- eki ve ettirgen -t- çatı eki ile olmuş gibi görünüyor. Tıpkı
gebe "şişmiş" > geber- "ölmek (cesetler şişer)" > gebert- "öldürmek"
kara "siyah" > karar- "siyah olmak" > karart- "siyah yapmak"
sözcüklerindeki gibi...
Türkiye Türkçesindeki ayart- "kandırmak, yoldan saptırmak; uyarmak" sözcüğünüñ Eski Türkçe adart- "tehlikeye sokmak" sözcüğünden türediğini düşünüyorum.
Bu durumda "Tehlike" için benim birinci önerim,
ikinci önerim ise doğrudan diriltmedir
Bu bölümü gezen üyeler: Hiç bir üye yok ve 29 konuk