
Schaeffer remarked that: Often surprised, often uncertain, we discover that much of what we thought we were hearing, was in reality only seen, and explained, by the context (Schaeffer 1966: 93).
Ya sesin kaynağı önce görülüp sonra acousmatize ediliyor ya da ses en başta acousmaatic olup kaynak sonradan gösteriliyor. İlk durum başlangıçtan beri ses ile görüntünün bağdaştırılmasını sağlıyor, Chion buna görselleştirilmiş ses diyor (Schaeffer ise "direkt ses" diyor(karşılıkları aşağıda verecem)). Bu durumda ses somutlaştırılmış/cisimleştirilmiş oluyor, bir görüntüyle tanımlanmış, sınıflandırılmış ve mitolojik unsurlardan, ifadelerden arıtılmış oluyor.The source of a sound is seen first and is then "acousmatized", or the sound is initially acousmatic with the source being revealed subsequently.
The first scenario allows association of a sound with a specific image from the outset, Chion calls this visualised sound (what Schaeffer referred to as direct sound).
In this case it becomes an "embodied" sound, "identified with an image, demythologized, classified".
In the second instance the sound source remains veiled for some time, to heighten tension, and is only later revealed, a dramatic feature that is commonly used in mystery and suspense based cinema; this has the effect of "de-acousmatizing" the initially hidden source of the sound (Chion 1994, 72). Chion states that "the opposition between visualised and acousmatic provides a basis for the fundamental audiovisual notion of offscreen space" (Chion 1994, 73).
Bu anlama "Pisagor'un öğrencileri" diyelim2.Referring to Pythagorean disciples who for years listened to his lectures from behind a curtain, unable to see him.
Bedensiz ses tüm sahneyi doldurur. Hayaletin sesi bu sahnede, akuzmatik bir ses olarak kurulur. Burada akuzmatik sese bir parantez açmak gerekecek. İnsanın duyduğu bir sesin kaynağını bulmaya, onu bir görünüşle eşleştirmeye meyilli olduğu söylenir (Chion, 1999: 5). Kaynağı bilinmeyen-yahut görünmeyen- bedensiz ses tekinsizi yaratır. Zira doğada sessiz bedene rast-lanır, fakat ses her zaman bir bedenden dışarı çıkmaktadır (Altman, 1980: 73). Akuz-matik (acousmatic) ses, işte bu tür bedensiz seslere verilen addır; duyulur fakat kaynağı görülmez.
...
Akuzmatik sesin izini sinemada süren Michel Chion, bedenleri hiçbir şekilde gö-rünmeyen ‘tam akuzmatik’ seslerin yanın-da, zaman zaman görünüşe çıkan-sinema diliyle çerçeve(frame)ye giren- akuzma-tik sesler de olduğunu belirtir (1999: 22). Sinemada çoğu örnekte akuzmatik ses, o ana kadar sadece ses olan bir karakterin fil-min bir anında görünmesi ile kurulurken, Hamlet’teki durum bundan farklıdır.
Danışman yazdı:
Ayrıca GTS'de şayia "yayılmış söz, yaygın söylenti, yaygın duyum" anlamı verilmiş.
Bu bölümü gezen üyeler: Hiç bir üye yok ve 27 konuk