
Öñermeyi añladıysañız sorun yok, ben zaten kanıt olamayacağına inanıyorum, açıklamalarımı da bu yönde yapmıştım. "Hangi ülkeniñ dil kurumu oturup da bebekler üzerinde déney yapmış olabilir ki..." gibi sözlerim öñceki iletilerimde halen duruyor. Bunlarıñ yañında bir açıklamam daha olmuştu; "peder sözcüğünüñ kullanıldığı döñemlerde çocuklar hangi sesleri çıkarıp unutuyorlardı bilmiyoruz." Yazabilselerdi bilirdik, dilimizde bir isteğiñ, derdiñ olduğunu belirtmek için bir çok sözcük var ancak "nââ" diye bir sözcük yok, néden yok? Yazı yazmayı bilen bir çocuk artık derdini bunuñla añlatmıyor da ondan yok. Gérek bu gibi nédenlerden dolayı, gérek 1000lerden öñce yazılmış günümüze ulaşan bir eser bırakan kişileriñ babasınıñ babasını yazıda anlatmamasından dolayı böyle bir sorun yaşıyoruz. Örñeğin Oğuzca oluşmadan öñce déde yérine né deniyordu? Biliniyor mu? Pek sayılmaz, çok daha géñiş bir añlamı olan apa sözcüğü bu añlamları da kapsıyor, o biliniyor, daha ötesi yok. Bir diğer örñek de, bacanak sözcüğünüñ 1300lü yıllardan öñcesine ait yazılı örñeği yok. Gültékin yada Tonyukuk yazıtta bacanağını añlatır mı ki 700lü yıllardaki örñeğini bulalım. Bu gibi bir çok nédenden dolayı kanıt bulunamayacağını düşünüyorum. Kanıtlamak için yazılı eser bulmak gérek. Yine aynı nédenlerden "dolayı yazılı örñeği yoksa alıntıdır" gibi bir savında ortaya atılamayacağını düşünüyorum.Oktay D. yazdı:Örneğin ben aynı soruları kendime siziñ için soruyorum ve yanıtım oluşuyor: Birçok dilde kavramıñ karşılığı beñzediği için Türkçedeki baba sözcüğünüñ o dillerden bağımsız bir bebeklik sözcüğü olduğunu savunuyorsuñuz. Ancak sözcüğüñ neden soñradan ortaya çıktığınıñ bir açıklamasını henüz söylemediñiz. Yani siziñ görüşüñüzüñ öñermesini iyi bir şekilde añlıyorum, ama bir kanıt göremiyorum.
Bu bölümü gezen üyeler: Hiç bir üye yok ve 10 konuk