Ayrıca, "yumak" eylemi Ön-Türklerde "yıkamak, yıkanmak, banyo yapmak, yüzmek" gibi anlamlara geliyor. Ben anlamlarından birini özelleştirerek kullandım. Oysa, günümüz Anadolu Türkçesinde işbu sözün bu anlamı unutulmuş.
Eski Türkçede bu sözcük yalñızca Divanü Lügati't-Türk'te geçiyor ve oradaki añlamı "yıkamak". Çağdaş Türkçelerde *
yud- biçiminden geldiği añlaşılan
yuy-/
yuu- biçimi bulunuyor (bkz. Uygur, Özbek, Yakut, vb.). Özüne bakarsañız, "yıkanmak, yüzmek" añlamı taşıyan sözcük bu türev olanı. Buradaki -d- > -y- eki çatı eki olduğu için çatıyı o añlama çevirebilmiş. Türkçede sözcükler zaten hem dönüşlü hem etken çatıda bulunmazlar.
Belki buradan hareketle
yuy- (yıkanmak) veya
yun- (yıkanmak) sözcüğünüñ añlamını géñişletmeyi yéğlersiñiz.
Tarduğ Han yazdı:"yüzmek" eyleminin Türkçede genel olarak hem hareketli hem de durağan suyun üstündeki durumu karşıladığını biliyorum. Ancak sözünü ettiğim 6 değişik hâlde 6 değişik eylem kullanma gereksinimi duydum. Bu nedenle "yüz-" kökünün anlam bağını kısıtladım. Dikkat ederseniz, TDK'nın 3. maddede sunduğu bağlamı işletmeyi yeğledim.
Eğer añlam özelleştirmeleri yapacaksak ne yazık ki géñiş añlamlı sözcüğü kullanamayız. Çünkü bir noktada ayrı özel añlamlarıñ dile varsıllık vérmesi kadar géñiş añlamlı sözler de dile varsıllık katarlar. Bir varsıllığı yaratırken diğerini yok étmek bence yarardan çok zarar getirebilir.
O yüzden bir yandan géñiş añlamıyla
yüz- eylemi barınırken bir yandan da bu eylemiñ özel añlamlarını yéñi iki eylemde ayırmak çok daha varsıllık yaratacak bir girişim olur diye düşünüyorum.
Örneğin Eski Türkçede bir yandan
öñeri süzül-
havada ilerlemek
öñeri teñ-
havaya fırlamak [DLT]
öñeri kal-
havaya kalkmak, havada askıda durmak
sözcükleri varken bir yandan da
öñeri uç-
süzülmek veya teñmek veya kalmak; havada durağan veya hareketli olmak
sözcüğü bulunuyor.
Su için elimizde
teñ- sezgisinde olarak
dal- (suya girmek) var, belki
süzül- sözcüğü su için de kullanılabilir, bir de géñiş añlamlı olarak
uç- sezgisinde su için
yüz- var. Su için
kal- sezgisindeki sözcük eksik kısacası. Belki yéterince ararsak onuñ da Eski Türkçede bulunduğu ortaya çıkar?